
Hüsnü Kürkçü : 1980-81 sezonu vatani görevimi yapmak için askere gitmiştim. Rizespor flaş bir takımdı. Bütün takımlara kök söktürüyordu. Osman, Zafer ve Sinan dan muhteşem bir üçlü oluşturulmuş, Rizespor tüm takımların korkulu rüyası olmuştu. Ama ligin ikinci yarısının son maçlarında Rizesporlu futbolcular üzerine görsel ve yazılı basında yapılan açıklamalar takımı olumsuz yönde etkileyerek ve bazı dış etkilerle Rizespor küme düşmüştü. Bu olay beni çok etkilemişti. En çok sevindiğim olay ise; 1987-88 sezonuydu. 1. ligde oynuyoruz. İki maçımız vardı. Biri Sakarya deplasmanı, diğeri de kendi sahamızda Bursaspordu. Durumumuz kötüydü ama bu iki maçı da almamız gerekiyordu. Sakaryaspor ile öyle bir maç oynuyoruz ki tüm Türkiye bizi izliyor. Top bir o kaleye, bir bu kaleye gidip geliyordu. Müthiş bir maç oynuyorduk. Maçın sonlarına yaklaşıyorduk. 3-2 yenik durumdaydık. Bir gol atarak durumu 3-3 yaptık ama bize yetmiyordu. Mutlaka kazanmamız gerekiyordu. Son dakikaları oynuyorduk ve atak üstüne atak yapıyorduk. Son dakikaydı ve müthiş bir gol atarak 4-3 öne geçerek maçı kazanmıştık. Mutluluktan uçuyorduk. Artık Bursa maçını düşünmeye başlamıştık ve son hafta Bursasporu yenerek kümede kalmıştık. O kadar sevinmiştim ki sanki yeniden doğmuş gibiydim. Bu iki maçı hiç unutmam.

Hasan Vezir: 1986-87 sezonunda Rizespor forması altında, son maçta deplasmanda Sakaryasporla oynuyorduk. Bu maçı mutlaka kazanmamız lazımdı. Yenilgi ve beraberlik halinde küme düşeceğiz. Son on beş dakikaya 3-1 yenik halde giriyoruz. Sonra öyle bir kenetleniyoruz ki üst üste attığımız gollerle maçtan 4-3 galip ayrılıyoruz ve Rizespor küme düşmekten kurtuluyor. Bir de futbol hayatımın en zor 90 dakikası dediğim bir maç var. Pazar günü şampiyonluk maçı için İskenderunsporla karşılaşacağız. Maçtan iki gün önce babaannem vefat etti. Tezcan Uzcan hocam, Hasan izinlisin dedi. Oysa o maç Rizespor için çok önemliydi. Oynayayım hocam dedim ve maçı 2-1 kazandık. Maçın skorunu belirleyen gol benim ayağımdan gelmişti.

Hakan Tecimer: Fenerbahçede oynarken Karşıyakaya röveşata bir gol atmıştım, İzmirde. Sonra Rizesporda oynarken BJKye 30-35 metreden gol atmıştım. GSa karşı oynarken attığım gol -ki o zaman saha topraktı. FB-BJK de şampiyonluk maçı oynarken 2 golü de ben atmıştım. Bunlar unutulmayacak goller. Fenerbahçede oynarken, GS maçında, GS bizi 3-0 yeniyordu. Devre arasında soyunma odasına moralimiz bozuk gittik. Hocamız 5-10 dk bizimle hiç konuşmadı. Sonra bize dedi ki;Sizler bu kadroyla onlardan çok daha iyi futbolcularsınız. İsterseniz ikinci yarı bunları yenersiniz. Ama bir tek ikinci yarı sahaya çıktığınızda ilk 10-15 dk içinde 1 tane gol atmanız gerekir. Eğer golü bulursanız ben inanıyorum onları yenersiniz. Başka da ne bir taktik verdi ne de bir şey söyledi. Dediği gibi de oldu. İlk 10 dk Aykut bir gol attı, 3-1 oldu. GS futbolcular birbirleriyle atışmaya başladılar. Saha içinde bizde bunu gördük ve goller üst üste geldi. Rizede ise GSyı 5-1 yenerken de 2 golüm vardı. GS şampiyon oluyordu. Biz GSnın şampiyonluğunu elinden alıyorduk. BJK berabere kalınca GS şampiyon oldu.