Seçim bahane esnaf arasında dolaşıp hal hatır işler nasıl diye soruyoruz.
Şahsen bilirsiniz ki gazeteciliğin gereği zaten her zaman halkın içindeyiz. Hangi esnafa sorduysam işler iyi değil, siftah yapamıyoruz.
İşlerin iyi olmadığı işsizlikten belli.
Her ne kadar Ankara’dan yönetenler ekonomik olarak çok iyi durumdayız diyorsa da inanın kimse buna inanmıyor.
Daha dün ekonomi ve paradan sorumlu damat bakan ’ekonomide yeni hikâye yazıyoruz ’derken inanın bu adam bizimle dalga geçiyor dedim.
Bugün Rize’de çorba içmek için bir lokantaya uğradım.
İşler nasıl derken adam çorbayı getirip bitirene kadar masama oturdu. Bir sordum binlerce dert dinledim bu arkadaştan.
Lokanta dediğime bakmayın büyük bir yer değil saymadım ama salonda 10 masa ya var ya yok küçük bir işletme. Patron hem ahçı hem garson anlayacağınız fazla elemanda çalıştırmıyor ama dert fazla.
Geçen yıl 900 lira elektrik parası veriyordum bu sene 1900 lira veriyorum. Adamlar sayacı okuyor bundan da okuma parası alıyor. Bu nasıl bir düzen.
Çalıştırdığım elemanın sigortası, işyeri kirası ayrı bir dert. Ben ne kazanayım ki evime ekmek getireceğim çocuğum okuyacak ev kirası doğalgaz parası ödeyeceğim. Şartlar çok ağır. Bu ağırlaşan şartlara göre emsal meslektaşlar olarak yemeklerimize epey bir zamandır zam yapmadık.
Dolmuşa bindim sürücü aynı dertten şikâyetçi. Yalnız yakıt değil lastik, yağ ve yedek parça giderleri müthiş arttı. Kasko vergi işin cabası. Nereye kadar dayanacağız bilmem diyor sürücüler.
Ya İkizdere’deki esnaf.
İkizdere mevsim kış olması dolayısıyla ıssız bir kenti andırıyor.
İnsan olmadığı yerde alışveriş olmaz. İkizdere’mizde aynen böyle, sokakta caddede insan olmadığı için esnaf incin top oynuyor.
Esnaf siftah yapmadan kepek indirip kaldırıyor. İlçede en iyi işi işsizlerin doldurduğu Kahvehaneler yapıyor. Kahvehanede çay 1 TL ve peşin para.
Ankara durumun iyi olduğunu söylüyor ama yaşamaya çalışan vatandaş maalesef öyle demiyor.
Kim doğru söylemiyor söyleyemem. Var git şikâyetiniz varsa 31 Mart’ta sarı kart gösterin. Ben bunu söylerim.